Me Blue OceanSAĞLIKYAŞAMYAZARLAR

AL BU OTU YE..! Tıbbi Aromatik Bitkiler Bölüm 1.

Al bu otu ye, dur o otu bırak da şu çaydan iç.

Corona virüs salgını ile hemen herkes herşeyi bilir olmaya başlayınca, biz de hadi dedik biraz fantazi yapalım. Bütün yanlışları bir kefeye doldurduk, bir doğru eder mi diye baktık. Eyvahlar olsun, üç yanlış bir doğruyu götürdü.

Merhaba Sevgili Dostlar, bu makalemizde sizlerle günümüzün popüler konularından birisi olan “Bitkisel Ürünler” konusunu ele almaya çalışacağız. Tahmin edebileceğiniz gibi bitkisel ürünler yüzlerce yıldır tüm dünyada yaygın olarak çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır. En çok da ne için dersiniz? Kilo vermek, cinsel performansı artırmak ve vücut geliştirici takviye olarak. Tamam o zaman lahmacunları gömelim, üstüne bir de acılı Adana kebap, ohhh sırada gelsin baklavalar, sonra da keçi kuyruğu ile at kestanesi çayı içelim, yok yok o değil de yarım litre suyun içine az biraz limon, ya da elma sirkesi koyalım, tarçın kabuğu da ekleyelim, e ne oldu şimdi, zayıfladık mı? Gitti mi kebaplar, baklavalar? Herkes fit fit sıfır beden geziyor mu? Olmadı di mi?

Dünya Sağlık Örgütü demiş ki;

Kardeşim bak, bir maddenin bitkisel ürün olabilmesi için bazı kriterleri sağlaması gerekir. Öyle her şeye bitkisel ürün denmez. Bitkilerin kök (meyan kökü), yaprak (nane), çiçek (ıhlamur), kabuk (tarçın), tohum (keten) gibi kısımları veya bu kısımlardan elde edilen ekstreler bitkisel ürün olarak tanımlanabilir. Ancak bitkilerden çeşitli kimyasal işlemler sonucunda elde edilen saf bileşikler (morfin gibi) bitkisel ürün değildir. O zaman ne yapıyoruz, her bulduğumuz bitkiyi kemirmiyoruz. Allah muhafaza, salondaki süs bitkilerine de sakın ola ki sulanmayalım. Bu muhabbeti duymuş olan varsa parmak kaldırsın. Ablacığım bak şimdi bir arkadaşın yengesinin komşusu varmış, o söylemiş, her gün bir avuç zeytin çekirdeği yutarsan grip bulaşmazmış. Hadi canım sen de. Benzer hikayeler çoktur. Bir de amcalar arasında geçen meşhur bir diyalog vardır. Çiğ kabak çekirdeği prostat hastalığına iyi gelir. Ya tamam iyi gelir de ne kadar yiyeceğiz? Bir kova mı, bir avuç mu?

Sevgili Dostlar, eczaneye gider, reçetemizi verir, ilaçlarımızı alırız. Peki hiç düşündünüz mü, yahu bu ilaçlar bizlere gelene kadar hangi aşamalardan geçer? Çoğumuzun belki de hiç ilgisini çekmemiştir, doğru ya yemek tarifi değil ki bu. O halde şöyle bir soru sorsak; eczanelerde satılan ilaçlar ve bitkisel ürünler arasındaki temel farklar nelerdir? Hemen hızlıca bakalım.

  • İlaçlar Sağlık Bakanlığı nezdinde düzenli olarak denetlenir, ancak bitkisel ürünler için her zaman böyle bir uygulama olmayabilir.
  • İlaçlar (hani o üst üste koyduğumuz iki tane büyüteç yardımı ile anca okuyabildiğimiz) prospektüste yazan tedavi edici etkileri göstermeyi hedefler, bitkisel ürünler için her zaman böyle bir durum söz konusu olmayabilir.
  • İlaçlar prospektüste yazan etken maddeyi (parasetamol yazar mesela) ve dozu (500 mg der) içermek zorunda iken, bitkisel ürünler için etken madde ve doz her zaman tutarlı olmayabilir.
  • İlaçlar pek çok bilimsel çalışmalar sonucunda piyasaya sunulurken, bitkisel ürünlerin ancak çok az bir kısmı için bu tür çalışmalar yapılmaktadır.

Elinizi başınıza dayayıp aaaa dediğinizi duyar gibiyim. Durun durun daha bitmedi, en heyecanlı yerine geliyoruz. Eczanelerde satılan ilaçlar için Sağlık Bakanlığından ruhsat alınırken, bitkisel ürünlerin çoğu için Tarım ve Orman Bakanlığından ruhsat alınır ve bu nedenle eczane dışı yerlerde de satılabilir.

Devam edecek…

Sağlıklı ve Güzel Günlere,

Doç. Dr. Salim Yalçın İnan

Konya-NE Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi

Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

İletişim: salim.inan@gmail.com

Editör: editor@objedergi.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu