Fasulye DoktoruHikayelerİlişkiler ÜzerineKÜLTÜR SANAT MAGAZİNYAŞAMYAZARLAR

SÜRPRİZ– Sürekli Hikaye Bölüm 4.

Anayola çıktıklarını fark edince Petek’in gözleri kocaman açılmış, doğrudan Ozan’a dikilmişti. Merak ve telaşla sordu;

-Nereye gidiyoruz?

-Çok beğeneceğin sürpriz bir yere…

Gözlerini bir an kapatarak içinde bulunduğu durumu hızlıca değerlendirdi. Araçta yeni tanıştığı ama eskiden beri varlığını, kim olduğunu bildiği biriyle birlikte, nereye gittiklerini bilmeden yol alıyordu. Dönüp Ozan’a şöyle bir baktı ve ona bir şans tanımaya karar verdi.

Birkaç saatlik yolculuktan sonra, ormanın içinde bir çiftliğe geldiler. Sabahın ilk ışıkları henüz doğmamıştı, ama etraf zifiri karanlık da değildi. Taze bir toprak ve doğa kokusu içini sarınca, mutluluk hissetti. Çiftliğin binasının giriş kısmında görevliler onları karşıladı. Çiftlik konseptli butik bir otel… Ne güzel bir sürpriz…

Odalara çıkmadan evvel lobide birer kahve içtiler. Kahveye, şöminede yanan ağaç çıtırtıları ve hafif müzik eşlik ederken, tatlı sohbet uzadıkça uzuyordu. Ne çok ortak yönleri vardı Ozan’la. Her ikisi de sanat eğitimi almış, doğayı ve özellikle salaş yerleri seven, hayata güzel gözlerle bakan, duyarlı ve iyimserdiler. Aslına bakarsanız, kimse kimseye kazık atacak kadar şeytan ruhlu gibi değildi.

Petek, pencereye yaslanmış ağacın dallarına konan küçük kuşların cıvıltılarıyla uyandı. Hazırlanıp, aşağı indiğinde Ozan ortalarda yoktu. Telefon numarasını almayı unutmuştu, odasını arayarak, onu uyandırmak da istemedi. Kendi başınalığın getirdiği sakin saatlerin tadını çıkarmaya karar verdi. Kahvaltıyı bir iki lokma ile geçiştirip, dışarı çıktı. Güneş henüz tepeyi aşıp, bahçeye vurmamıştı. Ormana doğru giden patikayı görünce, dayanamadı. Gece eğlence için giydiği şeyler orman için uygun olmasa da dolgu topuklu ayakkabıları ile pek ala idare ederdi. Omuzuna, çiftlikten çıkarken görevlinin verdiği şalı sardı. Ormana doğru attığı her adımda ayağının altında yapraklar ve taşlar hışırdıyor, kuşlar ve çeşitli böceklerin çıkardığı sesler kulağına senfoni gibi geliyordu.

Dönüş yolunda atları görünce, aklı başından gitti. Burası basit bir çiftlik değildi. Hara olmalıydı. Gülümsemesi yüzüne yayılırken, “Ozan yaa..”, dedi.

-Efendim güzellik.

Ozan’ın sesini duyunca şaşırdı. Ne zaman gelmişti yanına?

-Bu çok güzel bir sürpriz, kim bilir kaç kadını buraya getirerek, şaşırttın?

-Sadece çok özel insanları…

-Neymiş beni özel yapan?

-Hiçbir şey. Seni özel yapan yaydığın şey, bu sadece bir his, tarif edemem, kelimelere dökemeyeceğim kadar güzel.

Akşama kadar, birlikte at bindiler, yakınlarda bulunan gölü görmeye gittiler, çimenlere yerleştirilmiş şişkin minderlere serilip, sohbet ettiler. Günlük hayatta geçmek bilmeyen zaman, dakikalara sıkışmış işler, kovalayarak yetişmeye çalıştığı dilimlenmiş süreler, bitiş için belirlenen son dakikalar ve kurulmuş tüm alarm zillerinin burada hükmü yoktu. Algıyı yitirmek için programın dışına çıkıp, farklı deneyimler yaşamak gerekir.

Burada zaman anlık şeylerden ibaretti. Petek’in gözüne takılan Ozan’ın kıvırcık, simsiyah saçları, çenesinde beliren gamzesi, gözlerinden yaydığı ışık, yavru bir taya dokunduğunda, elinde hissettiği şefkat, bir kuşun diğerlerinden farklı melodisi….

Pazar günü mükellef bir kahvaltıdan sonra, yakınlarda bulunan kasabaya gitmeye karar verdiler. Petek, üstüne giyebileceği rahat bir şeyler bulmak ümidiyle, bu fikre dört elle sarıldı. Toprak yolu aştıktan sonra dar asfalta çıkıp, tarlalar ve çeşitli yol kenarı tezgahlarını seyrederek, kasabaya girdiler. Turistik eşyalar, incik boncuk ve her tarafa yayılmış yöresel yemeklerin yapıldığı küçük lokantaların arasında oradan oraya gezerken, sonunda bir butik görüp içeri daldı.

Alışverişi tamamlayıp dışarı çıktığında, bir polis aracına bindirilen Ozan’ı gördü. Oraya doğru koştu, bir yandan da “Ozaaann, neler oluyor? Onu nereye götürüyorsunuz?” diye bağırıyordu. Ne yapacağını bilemez halde, polis aracının ardından bakakaldı. Şaşkınlıktan düşünemiyor, kulakları uğulduyordu. Hiç bilmediği bir kasabada, yapayalnız kalmış, birlikte geldiği kişi gözaltına alınmış, serinkanlılığını yitirmiş, ağlamaya başlamıştı. Kafasında aynı soru dolanıp durdu.

Onu neden gözaltına aldılar?

Devam edecek…

SALGIN – Sürekli Hikaye Bölüm 5.

KIZLAR GECESİ – Sürekli Hikaye Bölüm 3.

BEKLENTİ – Sürekli Hikaye Bölüm 2.

MELANKOLİ – Sürekli Hikaye Bölüm 1.

Fasulye Doktoru

İletişim

Yazar: fasulyedoktorum@gmail.com

Editör: editor@objedergi.com

 

 

İlgili Makaleler

4 Yorum

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu