Fasulye Doktoruİlişkiler ÜzerinePsikolojiSAĞLIKYAŞAMYAZARLAR

Neden Umursamaz Bir İnsana Dönüşürüz?

Geride bıraktığımız parçalarımız yüzünden, bugün daha umursamaz, daha katı, daha kendine odaklı ve mutlu olduk. İtiraf edin, zamanın bizden aldığı şeyin, yani duyguların telafisi yok.

Eskiden olduğumuz kişiye bakınca, çoğu zaman tıfıl ve beceriksiz buluruz. Bu tıfılın nedense hayata bakış açısı daha umut dolu ve şapşal beklentilerle doludur. Başarılı olmak, zengin olmak, harika birine sahip olmak, müthiş eğlenceli bir hayat, bolca sevildiğin arkadaş çevresi, çokça gezmek, kısacası mutlu yaşamak. Tüm bu arzuladıklarımızı yapacak enerjimiz ve motivasyonumuz vardır. Eksik olan şey tecrübeler ve onun getirdiği soğukkanlılıktır.

İnsan hayatını şekillendiren çevresel faktörleri göz ardı ederiz. Kendimize inancımız tamdır. Eğitimse eğitim, beceriyse beceri, çabaysa çaba. Her şeyi eksiksiz buluruz. Yukarıda bahsedilen ideallerimiz için yapmamız gereken asıl önemli şeyi göz ardı ederiz, başka insanlara bağlı konular. Neden yapamadık, düşünün.!

Başarı ve İş Hayatı

Günümüz insanlarının büyük bir kısmı sevdiği işi ya da kendi mesleğini icra edemiyor. Başarılı olan insan sayısı oldukça az. Zira içinde yaşadığımız ülkenin ekonomik şartları bazen bizi tepe taklak ediyor. Direnecek kadar sağlam sermayemiz yok. Çoğumuzun sermayesi sadece kendisi ve bilgi birikimidir. Bizi bu sermaye nereye kadar taşır ki? Hayalini kurduğumuz iş yaşantısına bakın, bir de elimizde tuttuğumuz birikime bakın. Karşılıyor mu? Şahsen benimki karşılamıyor. Ortada zekiyim, bilgiliyim, cesurum, yaparım, ederim diye boşuna dolandığım yılları düşününce, ne safmışım diyorum.

Başarılı ve zengin olmanın getireceği, bolca gezmek ve eğlenceli hayat yaşamak noktasına epey bir uzaktayız. Ne yaptıysak bir türlü uzayamadık, sadece kendi yağımızda kavrulduk. Mutlu azınlığı bir kenara koyalım, geçirdiğimiz zamana bakınca, bunu hak etmiyorum diyenler parmak kaldırsın.

Gönül İşleri

Gönül yaraları konusuna gireceğim, ama buraya sığar mı emin değilim. Bir çoğumuz ilk aşkımızla evlenip, sonsuz mutluluğu yaşayamadı. Sosyal, kültürel, maddi ve inançsal farklılıklar gibi çeşitli engellerle karşılaştık. Sevdiğiyle evlenen ve boşananlar da cabası. Çiftlerin mutluluğu insanın kendine bağlı değil ki. Hem karşındakine, hem ailesine, hem arkadaş çevresine, topluma vs. bizden başka her şeye bağlı olduğunu yaşadık. Deli gibi sevdik, sevildik, fakat kavuşamadık.

Sanmayın ki, o hiç sevmedi. O da sevdi. Zaten insan aşık olunca nedense mala bağlıyor. Alıngan, beklentilerle dolu, kaprisli, arızalı biri olup çıkıyor. Sevdiği için kurşun atar, kurşun yeriz, ama o gün aramadı diye kafasına saplı tavayı geçiririz, öyle de tutku doluyuz.

Olgunluk Çağı

Olgunluk çağına gelince beklentileri, hayalleri, kendine olan güveni azaltıp, yoluna devam ediyorsun. Daha mütevazi, daha umursamaz, kendine dönük ve soğukkanlı olmayı başarıyorsun, ama bu seni bir oduna çeviriyor. Coşkulu bir şekilde duygularını yaşayamaz hale geliyorsun. Sıkıca tuttuğun bağların elini kanattığını görüp, gevşetiyorsun. Kimse vazgeçilmez olamıyor. O da senden kolayca vazgeçiyor. Çabalamak, kendinden ödün vermek, üzülmek istemiyor.

Eğer birini çok seviyorsanız ve bu sevginizin onun hayatına zarar verdiğini görüyorsanız, bırakın, uzaklaşın ondan. Gerçek sevgi erdemlidir, bağrına taş basar ve bunu yapar.

Belli olgunluk seviyesine gelince zarar görmemek için, kimseye güvenmez ve şüpheci birine dönüşüyorsunuz. Bu insanı feci şekilde yalnızlaştırıyor. En iyisi, kendiyle barışık, mutlu, yalnızken de eğlenen biri haline gelmeye çalışmak. Hayatla bağınızı koparmadan da yaşanılıyor. Kısacık ömrümüzü zihnimizdeki senaryolarla çürütüyoruz.

Her şey kendini sevmek, değer vermekle başlıyor. Kendinizi tanımak için daha çok zaman harcayın. Yeteneklerinizi keşfedin. Denemekten, farklı şeyler yapmaktan vazgeçmeyin. Hayatınıza giren insanların size öğrettiği şeyler olduğunun farkında olun. Bencil insan bencil sever, zalim zalimce sever. Sevginin çok farklı renkleri vardır. Siz mümkün olduğunca incitmeden sevin, hem onu hem kendinizi. Şu bir gerçek, değişmeyen tek şey değişimdir. Değişip, dönüştükçe sakinleşiyor insan.

Fasulye Doktoru

İletişim

Yazar: fasulyedoktorum@gmail.com

Editör: editor@objedergi.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu