Katre TurcaModa - StilYAŞAMYAZARLAR

Kuaför Deyip Geçmeyin

Şöyle alımlı alımlı dolaşabiliyorsanız, saçınızın görünümü, sağlığı da buna epey katkı sağlıyor, malumunuz. Kuaförlerimiz, kuaför deyip geçmeyin onlar da bir tür dizayn erbabı, sadece saç değil zihin dekoratörü.

Çocukken annelerimizin saltanat sürdüğü dönemlerimizde – saltanatları hiç bitmeye – hatırladığım kadarıyla saçım ya Alman çocukların tarzı yuvarlak kesilirdi ya da “- Ay saçı çok az çok ince! ” kaygılarıyla neredeyse sıfıra vurdurulurdu.

İnce saç hep ve illa ki seyrek saç demek değildir diyen ilk kuaförüme inanmakta zorluk çektim, çünkü annemin hükmü kesindi.

Saç modeli geçidimin küratörü annemdi yani, uzun süre. İlk kez perma yapıldığında, geleneksel olarak yandı. Sonraları tweety gibi açık sarı dolaştım ki ben doğal bir sarışındım (efsane demeyin, darılırım) perma ile ilişkimi bitirdim.

Kuaförlerimin arasında en çok sevdiğim Koşuyolu’ndaki Osman, Kazakistan’ da kahrımı çeken Burak ve şimdi de Berkant.

Neden böyle netim? Nasıl böyle netim? Çünkü güven meselesi ve güven zor tesis ediliyor.

Evime yakın diye gittiğim son kuaför – Adana’ nın sıcağında buharlaşmamak için.. – canımı çok sıkan bir kullanışsızlığa mahkum etti beni.

Kızlar, beni iyi anladığınıza eminim. Ne toplanabiliyor ne şekil veriliyor ne de sağlıklı gözüküyor. Şampuanlara acıyorum, bir de ne kadar kür elime geçerse kullanıyorum. Tam bir pişmanlık, çünkü güvendiğim ve saçımı emanet ettiğim Berkant’a biraz daha uzun yürümek ve erimekten erindiğim için gitmedim. Fön çekmeye üşeniyorum, çünkü vaktim yok, vakit ayırmak zul geliyor. Yakın kuaföre de Çerkes inadımdan dolayı gitmiyorum, dolayısıyla ba – kım – sı – zım….

Kuaför deyip geçmemek lazım. Osman’ın pek çok ödülü ve sertifikası vardı. Burak Almaata ve Astana’ da şubeler açma başarısını göstermiş bir saç aktörüydü. Berkant ise, mütevazı ve duru bir adam. Ortak noktaları onlara güvenen kadınlar olması ve güveni boşa çıkartmamaları. Bir tür zihin ikna sanatı kuaförlük belki, kesim – boya / renk ve diğer konular. Bir kadının hayatını kolaylaştırmak yerine, onu daha da güvensizleştirmek de o makası veya boya fırçasını tutan elde, tam tersi de.

Biz kadınlar niye kuaföre gideriz?

Trend saçları uygulatmak için, kendimizi bakımlı hissetmek ve bunu fark ettirmek için. Moralimiz bozuksa manikürcümüzle ya da kuaförümüzle esen yelden sızan sudan konuşmak için. Zihnimizle görünüşümüz ve belki de önümüzdeki süreç için ruhumuzla balans ayarı için.

Dikkat etmeli temkinle yaklaşmalı çünkü piyon şeklinde ve meziyetinde girdiğimiz kuaför salonundan vezir olarak ta çıkabiliriz, diğer türlü de.

Temel beklentilerinizi dikkate alın ve aldırın. Umursamayıp kendi makasını konuşturan ve sizi bir tür zihinsel – fiziksel – zamansal kayba uğratacak tarzda yaklaşanlardan uzak durun. Tür tür, biçim biçim yüz şekillerimiz ve saklamak istediğimiz ya da vurgulamak istediğimiz özelliklerimiz var. Bunlara hassasiyetle yaklaşan, insan ruhundan anlayan birileriyle iletişimde kalın.

Tamam, tabi ki kökü bizde, ancak yine de pişmanlık saç dökülmesini hızlandırıyor, diye biliyorum.

Belki de her şey tevatür…

Siz yine de dikkat edin.

Sevgiler, ferah ve ahenkle dans et.!

… ferah günler huzurlu anlar diliyorum

Katre

İletişim için

Yazar: katreturca1@gmail.com

Editör: objedergi@gmail.com

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu