Şiirde ölçü (vezin), uyak ve dörtlüklerin ilgisiz olduğunu,daha özgür yazılması gerektiği savına imza attılar.
Böylece şiirin konularını, ilgi alanlarını genişlettiler.
Garipçilere göre;
“Hece ölçüsü de, aruz ölçüsü de gereksizdir. Ölçüye bağlanma yaratıcılığı engeller. Kalıp, ölçü, vezin vb. sadece birer araçtır, amaç değildir. Amaç, o araçlarla şiirin kanat kanat yükselişi, şairin has ve kalıcı şiiri yakalamasıdır.”
Orhan Veli Kanık ölçü ve kafiye hakkındaki görüşlerini garip önyazısında şöyle açıklar;
“Bir şiirde, eğer takdir edilmesi lazım gelen bir ahenk mevcutsa, onu temin eden vezin ve kafiye değildir.
O ahenk vezin ve kafiyenin haricinde ve vezinle kafiyeye rağmen mevcuttur. Fakat, onu şiirde bilinçli hale getiren ve anlayışları en kıt insanlara bile bir ahengin mevcut olduğunu haber veren, uyandıran duygu vezinle kafiyedir.
Sanki, bir ahenk varmış yanılmasına yol açan da budur.
Bu suretle farkına varılan, yani vezin ve kafiye ile temin edilen bu ahenkten zevk duyabilmek, yahut da lakırdıyı bu basit ölçüler içinde söylemeyi maharet sayabilmek, saf dilliklerin herhalde en muhteşemi olmalıdır.”
*Orhan Veli Kanık Kimdir: (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak tanınan Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair otuz altı yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.
DEFNE ORMANI // MELİH CEVDET ANDAY
Köle sahipleri ekmek kaygusu çekmekdikleri için felsefe yapıyorlardı, çünkü
Ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini
Köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti LİKYA.
Köleler felsefe kaygusu çekmedikleri için ekmek yapıyorlardı, çünkü
Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara.
Felsefe sahipleri köle kaygusu çekmedikleri için ekmek yapmıyorlardı, çünkü kölelerini
Felsefe veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti LİKYA
Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin felsefesi.
Ve sahipsiz felsefenin
Ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
Ekmeğin sahipsiz felsefesini
Felsefenin sahipsiz ekmeği.
Ve yıkıldı gitti LİKYA.
Hala yeşil bir defne ormanı altında.
Ümit Atalay Ekmekçi
İletişim
Yazar: umut_atalay_ekmekci@hotmail.com
Editör: editor@objedergi.com
*Kaynak: Wikipedia