KÜLTÜR SANAT MAGAZİNSerbest YazılarSizin KaleminizdenYAŞAM

Nefes ve İnsan İçin SANAT

Günümüzde her şeyin bir an önce tüketildiği, güç ve gösteriş peşinde koşmanın tek değer sayıldığı bir
dönemde yaşıyoruz (belki evlerimizde izole olana kadar? Umarım bu bekleyişler olumlu sonuçlara gebedir.)
Sürekli yetiştirilmeye çalışılan işler, aynı saçlar, aynı burunlar, evlerde aynı masa, masa örtüleri… Ve maalesef aynı annelerin, aynı çocuklarının, aynı yetişkinler olması. Aslında o kadar basit çözümleri var ki, koşmaktan yorulan bedene ruhun yetişmesinin; yolda yürürken bir çiçeği koklamak, fotoğrafını çekip ölümsüzleştirmek, kuş sesleriyle dans etmek, bir kağıda not düşmek, kumdan kale yapmak… Bu hamurla yoğrulmalı insan; kuş sesini duymadan herhangi bir müzik aletini çalmaya zorlanarak büyümüş yetişkinden bu hazzı alması nasıl beklenir ki?
Adına ister sanat, ister zanaat, ister üretim…ne isterseniz deyin, yemek yapmak dikiş dikmek, seramik çamuru yoğurmak, sadece fırçanın değil tüm ruhunuzun boyaya battığı resimler yapmak, bazen bir parmak tıkırtısında veya bir çellonun arşesinde ”an”ı hissetmek…tüm bunlar aslında bu yoğunlukta ruhun bedene yetişme çabası.
O “an” larda başka bir şey düşünmüyor insan; herkes, her şey, tüm olumsuzluklar başka bir zamana erteleniyor ve o zaman için berrak bir zihin hazırlıyor bize.
Bu noktada sanatın iyileştirici gücü çıkıyor ortaya. Sanatla büyüyen çocuk “aynı” lardan olmuyor. Ne para, ne toplum, ne de başka bir şey için değil sanat; önce kendimiz için.
Durup nefes almak ve o nefesi diğerleriyle paylaşabilmek için…
Gökben Velioğlu

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu